Türkiye: Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis

27/05/2022
Appel urgent
en fr tr

TUR 002 / 0421 / OBS 033
Hapis cezası /
Keyfi tutuklama /
Adli taciz
Türkiye
29 Nisan 2022

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) ortaklığıyla oluşturulan İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi Türkiye’deki aşağıda belirtilen durum konusunda yeni bilgiler elde etmiştir ve müdahalenizi talep etmektedir.

Durum açıklaması:

Gözlemevi, önde gelen bir iş insanı, hayırsever ve insan hakları savunucusu olan Osman Kavala’ya, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi hakkında bilgilendirildi. Türkiye’de çeşitli sivil toplum örgütlerinin kurucusu olan Kavala, ülkede demokrasiyi, insan haklarını ve çok kültürlülüğü teşvik etmektedir. 2002 yılında bir sivil toplum kuruluşu olan Anadolu Kültür’ü ve Anadolu’nun çeşitli illerinde sanat merkezleri kurdu. Osman Kavala aynı zamanda Açık Toplum Vakfı, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) gibi birçok sivil toplum kuruluşunun de kurucu üyesi, yönetim kurulu üyesi ve danışma kurulu üyesidir.

Gezi davasının 25 Nisan 2022 tarihindeki son duruşmasının ikinci oturumunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala’ya "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan (TCK, Madde 312) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ve "casusluk" suçundan beraat ettirdi (Madde 328). Bu davanın diğer yedi sanığı olan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi, "hükümeti devirmeye teşebbüse yardım etmek" suçundan 18’er yıl hapis cezası aldı ve mahkeme tutuklanmalarına karar verdi.

Bu Acil Eylem çağrısının yayınlandığı sırada Osman Kavala’nın tutukluluğu, 18 Ekim 2017’den beri keyfi olarak tutulduğu Silivri Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde devam ediyordu.

Gözlemevi, Osman Kavala’nın 18 Ekim 2017’de Goethe Enstitüsü ile ortak yürütülen bir proje için Antep’e yaptığı bir geziden dönerken İstanbul Atatürk Havalimanı’nda polis tarafından gözaltına alındığını ve 1 Kasım 2017’de "2013’teki Gezi Parkı protestolarının arkasındaki beyin olmak" ve "Temmuz 2016’daki darbe girişimine katılmak" suçlamalarıyla Silivri Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu yargılandığını hatırlatır. Kavala, herhangi bir iddianame ve resmi suçlama olmaksızın bir yıl dört ay hapis yattı. Soruşturmanın kapsamı daha sonra genişletildi ve akademisyenler ile Anadolu Kültür çalışanları da dahil olmak üzere birçok sivil toplum aktörünü hedef alan yüksek profilli bir ceza davasına dönüştü.

18 Şubat 2020 tarihinde Osman Kavala, diğer sanıklarla birlikte Gezi davasındaki tüm suçlamalardan beraat etti ve hakim tahliyesine karar verdi. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı gün, Kavala hakkında 15 Temmuz 2016 darbe girişimine karıştığı iddiasıyla "Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini değiştirmeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla cezaevinden tahliyesini engelleyen bir tutuklama kararı çıkardı. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, 19 Şubat 2020 tarihinde yeniden tutuklanmasına karar verdi. 9 Mart 2020 tarihinde hakkında sözde "casusluk" suçundan bir tutuklama emri daha çıkarıldı. 22 Ocak 2021 tarihinde Gezi davasına dair verilen beraat kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozuldu ve 28 Temmuz 2021 tarihinde dosya hukuksuz bir şekilde Çarşı davasıyla birleştirilerek 52 sanığın yer aldığı ve sadece Kavala’nın tutuklu olduğu bir dava haline geldi. Gezi ve Çarşı davaları 21 Şubat 2022 tarihinde ayrıldı.

Osman Kavala’nın keyfi tutukluluğuna Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde itiraz edildi ve 10 Aralık 2019 tarihinde Mahkeme, Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. Maddesi (özgürlük ve güvenlik hakkı) ile 18. Maddesini (haklara getirilen kısıtlamaların kullanımının sınırlandırılması) ihlal ettiğine karar verdi ve derhal serbest bırakılmasını talep etti. Mahkemenin kararına rağmen, Kavala serbest bırakılmadı. Sonuç olarak, 16 Eylül 2021 tarihinde, Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi, AİHM kararına uyulmaması ve Kasım-Aralık 2021 tarihlerindeki 1419. insan hakları toplantısından önce Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye karşı ihlal prosedürünün başlatılacağını belirtmiştir. AK Bakanlar Komitesi’nin açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu Türkiye’deki birçok üst düzey isim, Osman Kavala’yı hedef alan, suç işlemekle itham ederek masumiyet karinesi ilkesini ihlal eden ve yargıyı etkilemeye teşebbüs eden açıklamalar yaptı. Ayrıca, devlet destekli medya kuruluşları, Kavala’yı hedef alan ve yargıya yönelik üstü kapalı "talimatlar" içeren makaleler yayınladı.

Gözlemevi; Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin cezalandırılmasıyla birlikte meşru insan hakları çalışmalarına misilleme niteliğinde oldukları görülen Osman Kavala’ya yönelik keyfi tutuklama ve yargısal tacizi şiddetle kınamaktadır.

Gözlemevi, Türkiye’deki yetkililere bu kişileri derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaları, bu kişilere yönelik yargı düzeyindekiler de dahil olmak üzere her türlü tacize son verilmesi ve haklarındaki suçlamaları düşürmeleri için çağrıda bulunmaktadır.

Gözlemevi ayrıca Türkiye’deki yetkililere ülkedeki tüm insan hakları savunucularına yönelik devam eden suçlulaştırma, hedef gösterme ve tacize son verilmesi; sivil toplumun ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının insan haklarını meşru olarak kullanmalarına getirilen orantısız kısıtlamaların bırakılması için çağrıda bulunmaktadır.

İstenen eylemler:

Lütfen aşağıdaki talepler doğrultusunda Türkiye yetkililerine yazınız:

i. Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ile birlikte Türkiye’deki tüm insan hakları savunucularının bedensel ve ruhsal bütünlüğünün korunmasının her koşulda teminat altına alınması;

ii. Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve ülkede keyfi olarak tutuklu bulundurulan diğer tüm insan hakları savunucularının derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmaları;

iii. Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ile birlikte Türkiye’deki diğer tüm insan hakları savunucularına yönelik gerçekleştirilen yargı düzeyindekiler dahil olmak üzere her türlü tacize son verilmesi ve herhangi bir baskı ya da misilleme korkusu olmaksızın meşru faaliyetlerini yürütebilmelerinin her koşulda sağlanması.

Adresler:

• Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. e-posta: contact@tccb.gov.tr 
• Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. e-posta: info@adalet.gov.tr
• İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. e-posta: diab@icisleri.gov.tr; sti@icisleri.gov.tr
• Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği, Brüksel, Belçika. e-posta: info@turkdeleg.org; tr-delegation.eu@mfa.gov.tr
• Büyükelçi Sadık Arslan, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği, İsviçre. e-posta: turkey.unog@mfa.gov.tr

Lütfen ülkenizdeki Türkiye büyükelçiliği ya da diplomatik misyonlarına da yazınız.

***

Paris-Cenevre, 29 Nisan 2022

Yanıtınızda atılan adımlar hakkında bu başvurunun kodunu belirterek bizi bilgilendirmenizi rica ederiz.

İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi (Gözlemevi) 1997’de Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Dünya İşkenceyle Müdahale Örgütü (OMCT) tarafından kurulmuştur. Bu programın amacı, insan hakları savunucularına karşı baskıyı engellemek veya bu durumlara çözüm üretmek üzere müdahale etmektir. FIDH ve OMCT, uluslararası sivil toplum tarafından hayata geçirilen bir Avrupa Birliği İnsan Hakları Savunucuları Mekanizması olan ProtectDefenders.eu üyesidir.

Gözlemevi ile irtibata geçmek için acil durum hattını arayınız:
• Eposta: appeals@fidh-omct.org
• FIDH Telefon: + 33 (1) 43 55 25 18
• OMCT Telefon: + 41 22 809 49 39

Lire la suite